muz cumhuriyeti

"işte ait olduğum ülke!!" diye ayağa kalkıp alkış tuttum. masum bir insanı umutlandırmanın hesabını kim verecek????

"...Valla bu konuda çeşitli söylentiler vardır. Aslında kim oldukları belli değildir." (Kemal Sunal Ağabeyimiz) . Bu terimi ilk olarak Amerikalı yazar O.Henry (William Sydney Porter, 1862-1910) tarafından kullanılmış . Ama işin daha ilginç yanı ve twitter da gördüğüm cümle ise aynen şöyle; “Muz cumhuriyeti” kavramının çıkış noktası olan Honduras’ta, üç muz üreticisi firma güç birliği yapıp hükümeti devirdi. Vikipedi açıklaması ise; Muz cumhuriyeti, uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomik açıdan bir ya da birkaç tarımsal ürünün üretimine ve ihracatına bağımlı ve genellikle yolsuzluklarla iç içe küçük bir seçkinler grubu tarafından yönetilen ülkeleri küçümseyici anlamda kullanılan siyasi terim. (Zaman zaman ülkemizde de severek kullanılan bir terimdir kendileri) Esenlikler.

Buram buram kokusunu alıyorum buralarda. Bananaslı, kokonatlı canım çekti. Keşke böyle bir ülke olsada yaşasak.

Uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomik açıdan bir ya da birkaç tarımsal ürünün üretimine ve ihracatına bağımlı ve genellikle yolsuzluklarla iç içe küçük bir seçkinler grubu tarafından yönetilen ülkeleri küçümseyici anlamda kullanılan siyasi terim. (bkz: Honduras)

sol frame'de gördüğünüzde aklınıza gelen ilk ülke. (bkz: al sana muz)

t: şehinşah'ın taze şarkısı. mental olarak azdım... olay budur ya. 129'dan devam etmiş saykom. yapıştırmana sağlık deli. "Hiçbir zaman güneş doğmayacak Sorumluluk almadıkça düşler gerçek olmayacak (AHH!!) Güvenilecek kimse yok arama Doğuştan katil herkes içinde Yürek soğumaz asla Memleketimde tehlike devlet elinde Memleketimde değişmeyen tek şey cinnet İnsanlar kendi elleriyle iplerini verirler Monarşi işlemiş genlerine yönetilmek ister" muz cumhuriyeti

1 - osayi grafiti ile duvara kazınır ayrıntı: işsiz herif 2 - yetkililer gelip resmi siler 3 - çirkin bir tepki ile bu duruma isyan edilir buraya kadar olan süreç olabilir şey aslında. benim kızdığım esas şey şu; 4 - grafitinin başına nöbetçi dikmek... ulan biz size vergimizi böyle boş boş şeyleri kendinize vazife edinin diye mi veriyoruz? kuzey kore'de yaşıyoruz da militarist otorite var sanki tepemizde. alt tarafı bomboş bir şey için oraya adam bırakmak neyin nesidir? bu nerenin mesaisi, hangi hizmet anlayışı? benim polisimi yormayın böyle boş işlerle. koskoca teşkilatın düştüğü duruma var, grafiti bekçiliği... . edit: yuh